2013 Yılı 2. Dayı Yeğen gezimiz.
Herkese merhabalar. Geçen seneden Dayı, Yeğen İtalya gezimizden sonra bu senede Ukrayna taraflarına bir çıkarma yapalım dedik. Planlarımıza göre 29 mayıs – 5 haziran arasında Yunanistan çıkışlı Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Moldova ülkelerini gezecektik. Gezi detayı ve planda şu şekilde idi.
1. gün sabahı ilk hedef ROMANYA, KÖSTENCE olacak. istanbuldan köstence 730 km.
sabah saat 7'de yola çıksak saat 4-5 gibi köstencede oluruz. Köstence gezilecek ve 2
gece köstencede kalınacak.
3. gün sabahı saat 7'de yola çıkıp UKRAYNA, ODESSA' ya varılacak. 533 km.
Saat 2 gibi odesada oluruz. Odesa gezilecek. (Deribasovskaya Street meşhur caddesiymiş.
burası gezilip foto çekilecek.Primorsky Boulevard gezilecek.Potemkin Steps gezilecek.
Preobrazhenskaya caddesinde katetral var foto çekilecek.
4. gün sabahı saat 7'de ODESA'DAN MOLDOVYA,KİŞİNEV ' e haraket edilecek. 180 km.
saat 10 gibi kiŞİNEVDE oluruz. KİŞİNEV gezilecek.
5. gün sabahı saat 7'de MOLDOVA'DAN KİEV'e geçilecek. 566 km.
saat 2 gibi KİEV'de oluruz. KİEV gezilecek.
6. gün sabahı saat 7'de KİEV'den LVİV'E geçilecek. 543 km.
saat 2 gibi LVİV'de oluruz. LVİV gezilecek.
7. gün sabahı saat 7'de LVİV'DEN ROMANYA, SİBİU'YA geçilecek. 663 km.
8. gün sabahı saat 7'de SİBİU'DAN İSTANBULA DÖNÜŞ. 900 km.
TOPLAM KM: 4100 km.

ÖNCESİ

SONRASI

Çarşamba sabahı bismillah deyip sabah 7 de teker döner demiştik ama saat 6 da benzinlikte dayımla buluştuk. Lastik havalarımızı kontrol edip full depo edirneye doğru haraket başladı. Yol üzerinde bizim amcaoğlunuda aldık ve 3 motor yola koyulduk.



Cengizhan teşekkür ediyorum harita için. Sayende avrupayı dolaştık.

Dayım maşallah daha gitmeden gideceğimiz bütün ülke bayraklarını yapıştırmış J


Ve pazarkule gümrük kapısındayız. Keyifler yerinde her şey normalin üzerinde.






Pazarkuleden yunana geçtik. Yunandan çıkıp bulgara giriyoruz şimdi.



Nihayet kapıları geçtik ve bulgarda ilk molamızı veriyoruz.



Geleneksel hale getirdiğimiz dayı yeğen pastırmamız.







Birazda ucuz benzin alalım yahu. Yurtdışının avantajlarını kullanalım.

İlginçtir bulgaristanda dizel yakıt normal 95 oktan benzinden pahalı. Allahtan motorlarımız benzinli J 2.58 bulgar levası bizim paramızla 1.28x2.58= 3.30 TL benzinin litresi.


Evet her şey iyigüzel iken talihsiz serüvenler dizimize başlıyoruz ve burgaz’a 30 km kala sredets civarında bizim amcaoğlu talihsiz bir kaza geçiriyor. Çok şükürki bileğindeki kırık ile kazadan sıyrılıyor. Çok daha kötüsü olabilirdi ve binlerce kez şükür ediyoruz. Tabi keyifler bir anda kaçıyor ve amcaoğlunu hastaneye kaldırıyoruz. Bulgaristan’da hastaneye düşmek inanın bizim buradaki ssk hastanelerinden 10 kat daha kötü. Zaten ambulans geldi adam motosiklet kazası olduğunu görüyor ve ne bir boyunduruk taktı nede sedyeye yatırdılar. Tam bir kasap havasında sadece kolunu sarıp bizim amcaoğlunu yürüterek ambulansa bindirdiler. Biz hastanede uğraş verirken dayımda motorun başında polislere ifade verdi. Amcaoğlunun iç kanaması olmaması ve sadece bileğindeki kırık olması bizi sevindirdi. Kötünün iyisi bu olsa gerekti. Bir şekilde hastaneden ve polisten sıyrıldıktan sonra amcaoğlunu ve motorunu çekiciye yükletip Edirne sınırına gönderdik. İlk talihsizliği bununla yaşadık ve yaşayacaklarımızda bunun teminatıdır. L






Biz köstenceye saat 4-5 arası gitmeyi planlarken saat zaten 6 ya geliyordu ve sabahtan beri bir şey yememiştik. Hem bir dünya yolumuz vardı hemde açtık.
Ayaküstü yemeğimizi yiyip yola devam ediyoruz. Burgaz civarındayız ve otele daha 280 km var.



Hava karardı biz dağ tepe geçiyoruz ve sis çöktü üşümeye başladık. Ben mevsim yaz diye üzerime kalın bir şeyler almadım biraz üşür gibi olsamda yola devam ettik.


Bir cafeye girip içimizi ısıttık.


Köstenceye yaklaşıyoruz.


Gece saat 1 gibi nihayet otelimize yerleştik.


2. gün Sabahı otelden dışarıya manzara




Sabah otelde kahvaltımızı yapıyoruz.




Demiratlarımız leş gibiydi. Temiz temiz kullanalım dedik.




Romanya hakkında genel olarak kısa bir bilgi vermek gerekirse; Motosiklet’i henüz Romanya kabul etmiş değil (Bükreş hariç) ve zaten tanımıyorlar. Gerçekten bütün Romanya gezimiz boyunca herkes bize uzaydan gelmişcesine bakıyor ve içlerinden sanırım ’’bunlar insanmı insan ise bindikleri ne?’’ diyordu. 7 den 70’e motorun sesini duyupta bakmayan yok. Hal böyle olunca biraz havalanmıyorda değiliz. Çünkü bizdeki motosikletleri sanırım böyle seneden seneye görüyorlar. Eşimiz benzerimiz yok süper bir şey. Yalnız bunun dezavantajı da var. az sonra…
Köstenceyi gezmeye başlıyoruz.








Bir cisim yaklaşıyor :P











Biraz para bozduruyoruz. Romanyanın hiçbir yerinde otel hariç euro geçmiyor. İlle lei olacak. Paraları plastik, naylon yapımı. Islansada hiçbirşey olmuyor. Kağıt para gibi yırtılmıyor.

Türkiş dilayt Romanya, köstencede


Böyle büyük motor ayıptır söylemesi bir poliste birde bizde vardı J


Arkadaş biz şortumuzu havlumuzu aldık geldik köstencede hava buz. Hava sıcak gibi gözüksede rüzgar çok fena dalgalar sahili dövüyor ve in cin top oynuyor L











Dayım dalgalardan kaçarken J








Burada benzinin litresi 5.71 / 1.8 = 3.17 TL Gitgide benzin ucuzluyor. Motorin buradada benzinden pahalı.


Bayan nüfus çok olduğundan benzincisinden, Çöpçüsüne kadar bayanlar hizmet vermekte.











Köstencede umduğumuzu bulamayıp (sahil,güneş,deniz,plaj,teleferik) 130 km uzaklıkta tulce deltasına doğru yola koyulduk. İnternetten araştırdım ve 300 çeşit kuş, tilki, börtü böcek olduğunu yazılmış. Dedim bare gidip biraz fotoğraf çekeyim. Ama nerdeeeee????



BABADAĞ yürü beee.










Tulce deltasına geldik ama ne kuş var ne böcek L








O yok bu yok bare aç karnımızı doyuralım dedik J



Makarna ve balıklar güzeldi. Fırtına öncesi sessizlik bu.


Köpeği çekeyim derken yanlış çekmişim :P


Romanya’nın naylon paraları. Oyuncak gibi




Tulce’yi gezerek köstencedeki otelimize doğru gidiyoruz.









İşte zurnanın zırt dediği yere geldik J. İhtiyaç molası için durduğumuz bir anda tesadüfen gördüğüm ve dayımın habersizce yola devam etmesi. Fırtına öncesi sessizlik demiştim size.

İŞTE ‘’ALLAHA EMANET OL’’ SÖZÜNÜN AÇILIMI AŞAĞIDADIR. Çok şükürki bu yağdan kaynaklı bir kaza olmadı. (Virajlara 90-120 arası ile girip çıkıyorduk)


Yağlanan lastiğin yanaklarını bir güzel sildikten sonra köstenceye doğru daha yavaş ve emin adımlarla gitmeye başladık. Acil olarak motosiklet tamircisi bulmamız lazımdı ve daha olayın ehemmiyetinide henüz bilmiyorduk.

Köstenceye geldik hava sisli ve puslu. Allahım biz denize girmeye geldik bu havada ne böyle?

Araba tamircisi bulduk ve motosiklet tamircisi sorduk. Navigasyona adresi girdik ve geldiğimiz yer tren istasyonu ve tamirci yoktu.


İşte hayatımız kurtuldu dediğim an. Bir BMW satış ve servis yeri bulduk yol üzerinde. Fakat saat 9:00 – 17:00 arası çalıştıkları için kapanmış. Görevli bize yarın sabah gelmemizi söyledi. Zaten motosiklet kültürü olmayan bir yerde motosiklet servisi bulmak mucize olacağı gibi BMW gibi bir motorun sorununu çözebilmekte ayrı bir maheret isterdi.

Nihayet otele geldik ama tamirci işi yarın sabaha kaldı. Bizim aslında yarınki proğramımızda Saat 2 gibi Ukrayna odesada olmamız gerekiyordu.




Sabah oldu gezimizin 3.gününde hedefimiz odesa. Doğru bmw’de aldık soluğu. Motorun durumunu gösterdik ustaya ve ne dese beğenirsiniz? 1 haftaya parça gelir ve yaparız dendi. Bizde hayırlı işler deyip çıktık. Ben motorun cantını pırıl pırıl temizledim ve hadi yolumuza devam edelim yol üzeri bakarız bir çaresine deyip lanet olası işe yaramaz BMW’ den ayrıldık.(zaten borusandan gıcığım var)

Bu arada bi 10 km gittik ve bir benzinlikte durup cantın durumuna bakalım dedik yağ gelmişmi diye? Eğer yağ gelmese devam edicez çünkü J. Bir baktıkki heryeri sanki ben hiç silmemişim gibi yağ içerisinde. 10 km’de böyle olursa daha 500 km yol var kim bilir ne olur diyerekten joker hakkımızı kullandık ve dayım ustasını aradı. Ustası bize şaft’ın arkasında alyan anahtar ile açılıp 90 numara yağ koymamızı söyledi. Peki dedik hemen yağ aldık ve şaftın arkasını açmaya başladık J

Evet açalım derken alyan anahtarı kırdık maalesef. Umutlarımız tükendiği anda ben dedimki bizim Ercan ustayı arayayım o bizi rahatlatır. Eğer bu şekilde gidin derse gidelim dedik nasıl olsa motor yürüyor. Ercan ustamı aradım ve bana söylediği sakın macera aramayın hemen bir servis bulup motoru yaptırın. Eğer şaft yağsız kalırsa çok daha büyük şeylerin olacağını Allah göstermesin motorun kilitlenebileceğini söyledi. Haydaaaaa hani beni rahatlatacaktın daha çok gerildim ben L.


En sonunda sora sora bir tamirci bulduk. Bulduk bulmasınada bakalım yapabilecekmi? Çocukla konuşup anlaşamamız üzerine saolsun türk arkadaşını arayıp bize verdiler. Diyormuşki 2-3 saat içinde sökeriz parçayı bulabilirsek bugün bitiririz bulamaz isek pazartesi gününe kalır diyorlarmış. Telefonda görüştüğüm türk arkadaşa biran önce sökmelerini ve ne gerekiyorsa fazlasını yapmalarını bizim daha odesaya gideceğimizi anlattım. Saolsun tamam ben gerekeni söylerim inşallah parçayı bulur dedi ve kapattık telefonu. Bu arada telefonda ücretide söyliyeyim sonra sorun olmasın dedi. İşçilik olarak 50 euro dedi artı parça parası. Dedim hiç sorun değil yeterki bugün halletsinler.


Tedirgin bekleyişimiz.



işte sorunumuz. Şaftın bilyeleri dağılmış ve içerisindeki yağ’da oluk oluk akıyor. Şimdi onu ordan çıkarması var ve parçanın bulunması. Offff daralıyorum.

Etrafa bakınca anlıyoruzki sanırım köstencede tek ve işini en iyi yapan bir servis bulmuşuz. Buradaki aletler bizim ustada yok J.


Bu resim bile bizim ustada yok JJJ

Parçayı allem edip kullem edip kendilerince civata uydurup ordan sökmeyi becerdiler. Dedikleri gibi yaklaşık 3 saati buldu. Çocuk dagılan bilyeyi kumpas ile içini dışını ölçerek bir yere telefon açtı ve müjdeli haber geldi parça var 10 dakika sonra gelicek. Harika bir haber. Tabi birde parçayı takması var ve saat aleyhimize işliyor. Karnımız acıktı ve iki dükkan yanımızda işletmecisi türk olan bir ocakbaşı bulduk. Motoru başıboş bırakmamak için sırayla gidip yemek yedik.

Restoran sahibi mesut ağbiyle tanıştık ve bize Romanya maceralarından anlattı. Bana ayrı dayıma ayrı anlatmış.

Yediklerimizde gerçekten çok lezzetliydi. Helal olsun mesut ağbiciğim ellerine sağlık.

Bu çocuk gerçekten tam bir usta ve kafası çok iyi çalışıyor. Şansımız birazda yaver gidiyor. Çocuk uydur kaydır aletlerle cıvata somunlarla zihni sinir buluşlarla o parçayı söküp taktı. Emininki böyle bir parçayıda ilk defa takıyordur. Motosiklet olmayan bir şehirde çocuk nerden söküp taksın? Allah razı olsunki bizi ogün büyük bir dertten kurtardı. Veeee mutlu son parçamız takıldı. Fakat saat’de 5’e geliyor bizim daha 500 km yolumuz var. Odesaya ulaşmamız lazım.

Burada daha erikler küçücük. Heeee demekki biz 1 ay erken geldiğimizi anlıyoruz. Daha yaz yeni yeni başlıyor.

Yine yollardayız tam gaz UKRAYNA, ODESA

Evet nihayet Ukrayna, odesa için sınır kapısına geldik. Biz ukraynaya geçeceğimizi zannediyorduk ama 2 km. yolu Moldovadan Ukraynaya geçiliyormuş.


Biz geldiğimizde vardiya değişiyormuş yarım saat bekledik. Sonra pasaportları verdik ve süpriiiiiiizzz sizin Moldova vizeniz yok dediler. İyide moldovaya vizeye yok diyoruz adam var diyor. Ben moldovayada gideceğimizden internetten baktığımda vizenin kaldırıldığı yazıyordu adam bize vize yoksa güle güle dedi resmen. Saat olmuş akşamın 8’i. Bükreşe gidip vizeyi oradan alacakmışız. Bulunduğumuz yerden Bükreş 260 km. Dedikki ozaman bükreşe geçelim. Yarın sabahta erkenden vizeyi alır odesaya geçeriz dedikki ordan bir tır şoförü türk bizim konuşmamıza karşılık yarın cumartesi olduğuna uyandırdı bizi. Biz hiç farkında değiliz günlerden Cuma olduğunun. Öyle oluncada dedikki biz en iyisi odesa ve moldovayı iptal edelim direk Ukrayna kiev’e geçelim dedik. Saat su gibi akıyor ve saat akşam 22:00 olmuştu. Bulunduğumuz yerden kiev 940 km. Bugün gidebildiğimiz kadar gidelim yol üzeri bir otelde kalırız diye tekrardan sınır kapısından kiev’e doğru hareket başladı.




4. gün sabahı yola devam ortalama Ukrayna,kiev’e 750 km yolumuz var. Akşam kievde olmayı planlıyoruz.

Kedi döneri


Büyük bir alışveriş merkezine giriyoruz aç karnımızı doyurmak için.








Ne anlatıyon papa?


Hava yine bozuyor. Offfff yaa. Yiter yaaa valla yiter.








Vee nihayet romanya sınır kapısına geliyoruz. Hadi romanyadan çıkarızda bakalım ukraynaya girebilicekmiyiz?




İşte Ukrayna sınır kapısındayız. Moldovaya giremeyince burası
İçinde içimde bir korku oluştu ya giremessek diye.

Ahanda kiev gözüküyor. Sınırı geçebilirsek 622 km. kalıyor.

İşte ukraynadayız. İçeri girer girmez solda benzinlikte yemek ve ihtiyaç molası daha 622 km yol var kiev’e




Yol üzerinde bu leylek yuvaları her 500 metrede bir vardı.



Burdada benzinin litresi 10.50 grivna yani 2.40 TL. Daha yani 1 depo benzin alana 1 depo bedava ? 2 motora toplamda 30 litre benzin koydu 73 TL. gel vatandaş ukraynaya geeeeeeeeeeeeel.


Ukraynadada yine motorlarımız ilgi odağı olmuştu. Len nazar deydireceksiniz bi gidin yaa.


Amirinden memuruna herkesin ilgi odağı motorlar.


Birde biz çekilelim yaaa.

Ahada nazar değdi işte yağmur şakır şakır yağıyor.


Ukraynanın yolları çok kötü yani en azından bizim kiev’e kadar gittiğimiz yollar hep delik deşik. Arabalar bizim eski istanbulda olduğu gibi çukurdan kaçıcam diye aracı üzerinize sürüyorlar. Huylarını bilmediğimizden bu bizi tedirgin ediyor. Birde Romanyada olduğu gibi buradada herkes motorlara bakıyor, inceliyor, duruyorsak fiyatını soruyorlar. Bizde fiyatını biraz düşük söyleyelim diye 10 bin dolar diyoruz hemen ooooooo demeye başlıyorlar
Yol üzeri bir maceramızda polislerle oldu. Polis noktasından geçerken bizi durdurdular. Neymiş efendim stop tabelası varmış biz orda durmamışız. Alla alla iyide orda durmadıysak 2 metre sonra sen beni durdurdun bizde durduk diyorum yok diyor memur problem var diyor. Eeeee ne yapıcaz diyorum. Bankaya para yatıracaksın diyo tamam diyorum bi evrak verde yatıralım diyorum vermiyor. Banka nerde diyorum 5 km. ilerde diyo. Dedimki dayıma bunlar sanırım bişeyler istiyor. Çıkardım cebimden 100 grivna verdim. Yok diyo olmaz. Ben olur diyorum o olmaz diyo derken adam bir sinirlendi. Pasaportumu istedi dedim tamam sakin ol. Yok nuh diyo peygamber demiyo. Bunlar 2 kişi idi. Diğer polis memuru beni dışarı çıkarttı. Dedim tamam ben bankaya gidip para yatırıcam. Tam gidiyorum polis beni geri çağırdı geç içeri dedi Haydaaaa işin şekli artık iyice belli oldu. Para bunlara az geldi anlaşılan. Neyse içerde 400 grivnayı verince işler düzeldi. Bize şerrefsizler iyi polis kötü polisi oynadılar. Resmen tiyatro yaptılar. Neyse onuda 80 TL ye öğrenmiş olduk. Birdaha nerde stop levhası görsem duruyorum ukraynada. Polisler bildiğiniz yamyam. Beni polis dışarı aldığında birisini daha çevirmişler kadın sürücü polise yalvarıyordu resmen.

Çoğu yol böyleydi.

Ve kiev’e 150 km. kala benim benzin ışığım yandı. Hava karardı yerleşim yeri olmayan yerlerden geçiyoruz. Bazen küçük bir köyden geçiyoruz benzin soruyoruz benzini bilmiyorlar. Yanan benzin ışığını gösteriyorum onuda anlamıyorlar arkadaş. Olacakya hani yolda kalacazya millet salak ayağınamı yatıyor nedir anlamadım. Artık yol bilgisayarıda şukadar km yol gidersin yorumunuda kapattı. Ha bitti habitecek modunda ilerlerken çok şükür son dakka golu atarak bir benzinlik bulduk.
Yok baba yok sıfırı tükettik. Benzin bedava olunca benzinlikte bulunmuyor sanırım.



Nihayet otelimize geldik yolda kalmadan.




5.gün sabahı Kiev’de otelimizde daha doğrusu odamızda açık büfe kahvaltı.





Balkondan bakıldığında KİEV manzarası


Oooppsss bu resim karışmış :P




Şu pisliğe bakarmısınız. Yağmur çamur leş olduk yaaa.




Kievdeki otelimiz.

Kiev şehir turuna başlıyoruz.






Yine yağmur başladı arkadaş



KİEV meydandayız ve şansımıza müzikli görsel şölen var. Birsürü araba gelmiş hepsi gaz veriyor. Ferrari, Maserati, Bugatti Kaynıyoor.




Arabaların ve Kiev meydanın ambiyansı https://www.youtube.com/watch?v=XKWYjP-sHrQ













Aslında bukadar kilit takmaya gerek yoktu. Neden derseniz zaten kültürlerinde motosiklet olmayan bir ülkede motosiklet hırsızı nerden olsun. Hadi diyelim oldu çaldı hırsız. Kime satacak parçasını yahu? Anca türkiyeye getirip satarsa ekmek yer

Burasıda ARENA CİTY. Alt katlarda Porsche galerisi ve cafe gibi dükkanlar var. Üst katlarda ise gece kulüpleri ve barlar var. Gece arenanın içerisinde koca bir hoparlörden dıptıs dıptıs akustik bir ses çıkıyor. Görülmeye değer. Gece fotoğraf çekimi yapmadım üzülmeyin diye :P

























Ukrayna, kievde araba fuarı buldum. Ama bizim gibi çatafatlı değil. Çok sade.












Kaza bu Kievde bile olabiliyormuş



6. Gün sabahı rotamız LVİV. Bizim navigasyonumuza göre gidersek 544 km idi. Dayım’ın ısrarı üzerine google maps’den bakarak otoban yolunu tercih ettik 628 km. yolumuz var. İyikide otoban olan yolu seçmişiz çok rahat gittik. İlk başlarda oyuk olan yollar düzeldi.

Yine sabah kahvaltısı açık büfe benzinlikteyiz


İşte bir stop tabelası daha. Geçermiyim hiç?


Benzinlikteki bayan illede resmimi çekeceksin diye tutturdu bende iyi dedim lanet olsun :P (GÖZLERİ GERÇEKTEN MÜTHİŞTİ)




Tataaaaaam göz açıp kapatana kadar lviv’e geldik. 628 km. artık bize çerez geliyor daha şehri gezicez.


Otelimize yerleştik. Odamızın ve odadan manzara iç dış fotoları.




Bütün paralar birbirine girdi. Grivna, Lei, Euro, TL.

Karnımız açıktı dayım internetten Bosporus diye bir türk lokantası buldu. İllede burda yiyelim diye tutturdu iyi dedik meydana gittik tabi kimse bilmiyor. Sonra dayım taksiciye sordu. Adam bir telefon görüşmesi yaptıktan sonra tamam dedi. Adamı önümüze kattık biz arkada motorla adamı takip ettik. Ve gerçektende adam istediğimiz yere getirdi bizi.






Servisleri inanılmaz kötü zaten açlıktan ölüyorduk birde tam 1 saat beklettiler 2 tane et şiş yiycez diye. Gerçi et şiş ve tavuk şiş yedim ben çok lezzetli idi ama çok beklettiler. Tükan sahibide türkiyeye gitmiş yoktu. Elemanlara bırakmış tükanı. Zerzenişte bulunamadıkda adama içimizde kaldı.

Karnımızda doydu LVİV’i gezmeye devam. Lviv inanılmaz güzel bir şehir. Romaya benziyor. Şöyleki her yerde bir tarihi eser ve yapıtlar var. Bir şehir haritası aldım ve görülmesi gereken 51 tane yer var. Bende görüp fotoğraflarını çekebildiklerimi sunuyorum.



























Ve artık dönüşe geçiyoruz.
7.gün hedef Romanya, Bükreş. Önce Romanya, sibiu diye planlamıştık ama sonra hem sibiudan İstanbul yolu kısalması bakımından hemde dağlık değilde otoban tarzı gitmek için Bükreşe karar verdik. 790 km.












Bir benzinlik ve pırl pırıl tuvaleti. Enteresan. Çok enteresan.



Hava yine bozuyor. Yağmur geliyor derken ahada geldi bir ağaç kavuğuna sığındım.

Keza dayımda o vaziyette.

Sınır kapısında beklerken arabanın içinde uyuyan köpek.


Ve nihayet Romanya bükreş’e ulaşıyoruz.

8. gün sabahı artık gezerek eve gitme vakti. Bükreşi şöyle bir tavaflıyoruz. Bu arada bükreşte motosiklet havamız sönüyor. Çünkü burada birçok kişide motor var. Dönüp bakmıyorlar artık bize Çok kötü oldum.










İşte meşhur Pentagon’dan sonra dünyanın ikinci büyük binası.
Parlamento Sarayı (Romence: Palatul Parlamentului veya Casa Poporului), başkent Bükreş'de bulunan, Romanya Parlamentosu'nun iki Meclisi'nin de bulunduğu çok amaçlı binadır. Dünya Guinness Rekorlar Kitabı'na göre, dünyanın en büyük sivil yönetim, en pahalı yönetim ve en ağır binasıdır. Saray, politik ve yönetim yerleşkesi olarak Ceauşescu Rejimi döneminde planlanmış ve bitirilmiştir. Ceauşescu, sarayın ismini Cumhuriyet Evi (Casa Republicii) koymuş, ancak Romenler halen Halkın Evi (Casa Poporului) olarak adlandırmaktadır.
Saray 270 m’ye 240 m tabana sahip olup, 86 m yüksekliğe ve 92 m yer alında derinliğe sahiptir. 1,100 odası bulunmakta ve 2 yeraltı otoparkı ile 12 kata sahiptir. Ayrıca iki ek yeraltı katı ile, halka açık olarak yararlanılmakta ve 4 katın halen inşaası sürmektedir.























Sabah kahvaltım.





Metrosunuda bir gezelim.










Roman çingen çocuklar.




Romanyanın otobanı kaymak gibi genelde bu hızlarda seyrettik.

Benzin oktanı tavan yaptı 99 oktan.



Ve artık romanyadan çıkıyoruz tekrardan bulgaristan’a giriyoruz.

Hıyara gel hıyaraaaaa. Bulgaristanda son markette dinlenişimiz.


Son roman çingenemiz. Bu arada bana kıyak yaptı. 1 euro karşılığı kendi bozuk paralarından vererek bizim kahve almamızı sağladı. Biraz kazıklandık ama feda olsun o kahveye değerdi.


Yahu arkadaş bu filim böylemi bitecekti tam edirneye 100 km. kala bir yağmur indiki biz sığınmaya yer bulalım diyene kadar heryerimiz sırılsıklam oldu. Bitsin artık şu talihsiz serüvenler dizisi yahuu. Yiter valla.
Bulunduğumuz durumun videosu https://www.youtube.com/watch?v=Z9xSKx-0vws






Nihayet yurda giriş yaptık. Artık erdirnede ciğeri hakettik.





Yağmuru yiyince sanırım biraz iki büklüm olmuşum.

Mutlu son evimize geldik çok şükür. Seneye farklı maceralarda görüşmek üzere dayıma ve bizi izleyen herkese teşekkür ederim. Sevgiler saygılar.
