Dayı Yeğen Amsterdam, Paris (Şans Kapıyı Kırınca)

12 GÜN 6.800km 7 Ülke | 14.06.2014


2014 Yılı 3. Dayı Yeğen gezimiz.





1)       İstanbul - Bulgaristan sofia :                               571 km. 5 saat 50dakika (cumartesi) 14-06.2014

2)       Bulgaristan sofia - Sırbistan belgrad:               396 km.  5 saat 15 dakika(Pazar)         15-06-2014

3)       Sırbistan belgrad – Avusturya Viyana:              617 km. 5 saat 40 dakika(pazartesi)  16-06-2014

4)       Avusturya Viyana  – Almanya Münih:               438 km. 4 saat                  (Salı)            17-06-2014

5)       Almanya Münih – HollandaAmsterdam:         820 km. 7 saat 23dakika(Çarşamba) 18-06-2014

6)       Hollanda Amsterdam’ ı geziyor ve 1gece daha kalıyoruz.                       (Perşembe) 19-06-2014

7)       Hollanda Amsterdam – Fransa Paris:               500 km. 4 saat 50 dakika  (Cuma)        20-06-2014

8)       Paris’ i geziyor ve 1 gece dahakalıyoruz.                                                     (cumartesi) 21-06-2014

9)       Fransa Paris – Almanya stutgard:                     622 km. 5 saat 41 dakika  (pazar)        22-06-2014

10)    Almanya Stutgard – AvusturyaGraz:               638 km. 5 saat 50dakika  (Pazartesi) 23-06-2014

11)    Avusturya Graz – Sırbistan Niş:                        819 km. 7 saat 21dakika   (salı)            24-06-2014

12)    Sırbistan Niş – İstanbul:                                     718 km. 8 saat 18dakika   (çarşamba) 25-06-2014

      Bu sene herşey planladığımız gibi gitti. Hatta fazlası ile şanslıydık her konuda. Gezimiz boyunca ummadığımız hiçbir süpriz ile karşılaşmadık. Yağmura bile yakalanmadık gibi hergün hava mükemmeldi. İlk hedefimiz bulgaristan sofya' ya öğlen gibi ulaşmak ve gezmek. 579 km otelimize. Tabiki bu gezimizdede booking' den bütün otel rezervasyonlarımızı yaptırdım.




Dayım ile sabahın köründe buluşma.



Yolda mola ve tabiki milli yiyeceğimiz dayıyeğen pastırması :)





Otelimize ulaştık ve penceremizden görünenler.





Sofya' da ağbimin bir arkadaşının işlettiği restaurant' ı buluyoruz ve karnımızı doyuruyoruz.













Ve sofyayı gezmeye başlıyoruz.







































2. gün Sırbistan Belgrad' a doğru yoldayız. Yaklaşık 400 km. yolumuz var.





Sabah kahvaltım.





Ve Sırbistan' da kapalı otoparkı olan Otelimize gelmenin haklı gururunu yaşıyoruz :)









Belgrad' ı geziyoruz karış karış.































Vee orjinal BELGRAD ORMANI :)









Bu nasıl bir heykeldir yarabbi. O nasıl yılan tutma şeklidir öyle Tövbe tövbee







Sırp halkı. Genelde çok uzun boylular. Biz hobbit gibi kaldık orda

































Motosiklet revaçta.













Otelin parasını Euro olarak ödedik para üzerini Sırp dinarı aldık. Böyle çok gözüktüğüne bakmayın 1 tl 44 sırp dinarına denk geliyor. Bizde Mısır, dondurma ve market ihtiyaçlarımızı aldık. Nasıl olsa yarın başka Ülkeye göç edeceğiz. 

















METRO demek istiyor yazıda



















Sanırım savaş zamanından kalmış ve hiçbir şekilde ellenmemiş.











Karnımız acıktı Dayım marketten sağlıklı beslenirken ben MC Donalts yemeyi tercih ettim.





















Amcam arabayı bağlayıp gitmiş interesting







Belgrad sokakları























Daha sonra ben tek başıma motorumla gezmeye başladım.











Tesadüf bir festival alanı buldum. Millet akın akın buraya geliyordu. Kalabalığı takip ettim.





iyyğğ


Etler çok güzel gözüksede %90 domuz etinden olma ihtimali beni soğutmuştu. 






Çoğunluk %80 Bayandı.


Festival alanından ayrıda bir lünapark'a rastladım.

















Akşam olunca dayımıda bu festival alanını görmesi için getirdim.



3. gün sabahı ve otelimizin penceresinden manzara.Hedef Avusturya viyana 617 km. otelimize. 



İlginç ve tehlikeli bir otopark. Adamlar kot farkından dolayı rampa koymuşlar. Hadi çıkarken rampayı görürsünde nasıl iniyorlar ordan gerçekten tebrik etmek gerek.






Sabah Sırbistan belgrad' dan ayrıldık ve yeni hedefimiz Avusturya' nın Viyana kentine

Toplam yolumuz 617 km. olarak gözüküyor ama Viyanaya' da giderken Macaristan' ın Budapeşte kentinede uğrayalım dedik, Bilin bakalım sabah kahvaltısında ne var


Çay diye verdikleri çay bardağı adete çorba kasesi büyüklüğünde ve yanınada ufak süzme bal koyuyorlar. Sırbistan





başka bir mola yeri ve ara öğün











Ve MACARİSTAN' NIN BUDAPEŞTE ŞEHRİNDEYİZ


































Buradan yukarı bir çıkıp manzaraya bakalım dedik

















Macar parası için dövizle uğraşmayalım nasıl olsa sadece bu asansörü kullanıp yola devam edicez dedik ve kredi kartı ile ödeme yaptım Bukadar sıfırı bir arada görüncede biraz panik oldum ama sanırım paralarının değerinin azlığındandır deyip 3400 macar parası ödedim :) Şimdi hesapladımda 31 TL ödemişim oh beeeee :)


Asansör ile yukarı çıkarkenki manzara



































Veeee AVUSTURYA VİYANADA yız
































Bisiklet yolları ve ışıkları dikkatimizi çekiyor










Oooooooh afiyet olsun




















Maç coşkusu buradada mevcut



Renault' un elektrikli tek kişilik aracı
























Viyana zengin bir şehir Maşallah taksileri bile son model Mercedes, Toyota, hundai jip




Viyana zengin bir şehir Maşallah taksileri bile son model Mercedes, Toyota, hundai jip

























Şehir zengin olunca böyle ilginç motosikletlerde kol geziyor




Bisiklet kiralama











Trendeki Denizbank yazısına dikkatinizi çekerim










metro

















Burjuvalar kokteyl veriyor sanırım






Baktıkki otelden çok yol yürümüşüz, hadi dedim dayıma şu trenin raylar bizim otele doğru binelim bakalım otele doğru gidebilecekmiyiz Aradan 30 sn sonra tren aksi istikamete döndü, bizde hemen indik ve tekrardan şansımızı diğer istikamete giden trenle birdaha denedik ve oldu, Bu arada trene para vermedik zaten parasıyla herkes biniyor :) İşin heyecanı ücretsiz binmek, 






Viyanada hava kararıyor artık ve müthiş bir manzara vardı Bu şehir gerçekten büyülü gibiydi














Ve bir türk lokantası bulup akşam yemeğimizi yedik





4. gün sabah yine yollara vurduk kendimizi. Hedef Almanya münih toplam 438 km var otelimize.
Almanyaya doğru yolumuzda ilerlerken tamda aşağıda gösterilen bir tablo ile karşılaştık. Sanırım bir trafik kazası olmuştu ve bu kazalar radyo kanalından otoyolu kullananlara bildiriliyor ve herkes kendini bir sağa bir sola atmış bizde ortadan rahat rahat geçiş yaptık










Trafik otoyolda çok fazlaydı ben sıkılmıştım. Aralardan slalom yapmaya başlamıştım ve dayımda emniyet şeridini kullanmaya başlamıştıki Polisin bizi bulması geç olmadı. Çok ucuz atlattık Video' yu seyretmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=G2N6x1TJ8VA



Almanya yollarında kahve molası





Bu kahvaltımız.



Çöp kutusuna ''çöp'' yazmaları beni şaşırttı doğrusu.









keyifler yerinde ve yine bir mola






Ve yine Otelimize geldik çok şükür. Herşey yolunda otel mükemmel. Yatağımıza haribo bile koymuş hırbolar






İlk işim BMW' nin müzesini gezmek oldu. Bakalım bu nasıl bir zenginlikmiş.






















Bu nasıl bir hızdır arkadaş?








Kapıya adamlar haydar için özellikle yer yapmışlar :)





İşte tam burda.




Burada TV çekimi vardı. Sarışın ağbim birşeyler anlatıyor araba ile ilgili.





Yaa anladık yenisin tamaaaaam.



Ülkücülere özel araç :P





İşte BMW' nin elektrikli sukutırı.


















Gözümü buraya kestirdim ve buraya çıkmak üzere yolu takip ettim.






Burası çok büyük bir park ve yok yok.






Değişik ve ilginç oyunlar var millet bunlarla oynuyor.








Parkın krokisi










Yukarıya çıkarken 


70 saniyede 94 metre yukarı çıktık ve halada çıkıyoruz.

İşte bmw müzesinin ve binasının yukardan görünüşü.




























Buda asansörle aşağı inerken. 189 metre yüksekliğe çıkmış oldum. 


Almanya ve Nutella vazgeçilmez ikili Waffle tarzı birşey yapıyorlar. İçerisine nutella ve muz koyuyorlar ama tadı waffle' a 10 basar. 










Sırada Münih merkez var. Trt Ankara çocuk korosu

















Elindeki kaptan sürekli su akıyor. İlk başta çözemedim okadar su nerden geliyor diye. Sonra kolunun içindeki hortum tesisatını gördüm. 













İşi gücü bırakmış muhabbet ediyor.




















Siyaaaaaaah Beyaaaaaaaaz en büyük BEŞİKTAŞ. Bunlar sıkı taraftar






















Polisin altındaki arabaya bak hey maşşallah. Almanyaya hoşgeldiniz.



Keşiş sanırım.















l

Metro dediğin böyle olur.









Motorun başına geldimki hemen bir alman yanaşmış yamacıma.





5. gün sabahındayız. Hava güzel, biz güzeliz, herkes güzel Otelimizin penceresinden.



Bugünkü hedefimiz 820 km. yol giderek Hollanda Amsterdam' a ulaşmak. Amsterdam' da 2 gece kalıp ver elini Paris. Almanyadaki otelimizin garajından son görüntümüz. Keyifler gıcır ve yola hazırız.





Yolda bir kaza olmuş.





Bu tomruk yüklü tırları her gördüğümde SON DURAK 3 filimi aklıma geliyor.
https://www.youtube.com/watch?v=KVlNcTjYDms





Amsterdam tabelası çıkmaya başladı.





Yoldaki molalarımızdan estanteneler





Fotoğrafın arka planında yatan bir adam var dikkatinizi çektimi?



Heh o adam benim dayım işte 820 km yolu bünyesi almadı diyeceğim ama maşallah benden sağlam kendisi. Sadece vücudu dinlendiriyor. Sıkıntı yok.



Hey maşşallah ablamdaki kol' a bakın hele Arnold Schwarzenegger' de bukadar kol yok :) Halada yiyiyor mübarek. Nediyelim afiyet olsun.



Hollanda sınırları içerisine girdiğimizde bütün plakaların rengi sarı oldu.





Ve nihayet 800 küsür km' nin ardından sağ sağlim Amsterdam' a gelebilmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Amsterdam' da kamping alanı olarak kullanılan bir yere geldik. İnternetten 2 ayrı oda kabin kiralamıştım. istenirse çadırda kurulabiliyor ama çadırla uğraşmak istemedik.











İşte benim odam :) 1 yatak, 1 komidin, 1 masa ve 1 sandalyeden oluşuyor. Daha ne olsun :)
Burası camping alanı olduğu için Duş ve Wc ortak kullanım. Bu işe dayım pek sıcak bakmasada yapacak birşey yoktu :)



Alanda değişik türlerden hayvanlar vardı. Civciv desen değil, kuş desen değil, karabatak desen değil. Çözemedim valla.







Ben gelir gelmez ufak bir şehir turlaması yaptım hemen. 









6.günü sabahındayız ve bugün şehiri komple gezeceğiz. Dedik önce güzel bir kahvaltı yapalım. Marketten yumurta ve yağ aldım. Hedefimde pastırmalı yumurta yapmak vardı.





Tam pastırmalı yumurta olmuştu ve nasıl olduğunu anlamadım tava birde yere kapaklandı Gitti caaanımm pastırmalar Neyse moral bozmak yok. Tekrardan markete gidip yumurta aldım ve aynısını birdaha yaptım. 



Güzel kahvaltıdan sonra şehir turuna geldi. Şimdi motosiklet ile gezmek için çok dur kalk kilitle vs. uğraşıcaz dedik yürüyerekte çok uzun süreceği için en uygun gezme yöntemi olarak kamping alanından bisiklet kiralamaya karar verdik.






Bütün gezeceğim yerleri Navigasyonda işaretlediğim için onuda alıyorum yanıma



Dayım hemen havaya giriyor ve daha ilk sola döneceği sıra sinyalini veriyor :)





Keyifler gıcır



Kamping alanımızın görüntüsü




Bu lambalara alışık değiliz ama heryerde bisiklet var, adeta bisiklet şehri










































Nemo bilim müzesini gezelim dedik. Girmez olaydık. Bize göre biryer değilmiş. Daha çok çocuklara göre ve saçma sapan gıldır gıcık şeyler olduğunu gördük.  






















Bu şimdi karşısında oturana not yazıyor sonra oda ona yazıp mekanizmayı çeviriyor Nekadar bilimsel

Çocuklar ellerini uzatıp ortada birleştiriyorlar   eeee yani?

Bilim müzesinde kamasutra pozisyonlarının ne işi var arkadaş? Okadar çoluk çocuk ve bu pozisyonlar ve bilim müzesi????????? ne alaka???? 




Bumudur bilim?










Kendimizi saçma sapan müzeden dışarı attık ve Amsterdam caddelerinde gezmeye devam

Amsterdam' da heryer bisiklet dolu. A' dan Z' ye herkes işe gitmek için bisiklete biniyor. İster takım elbise ile ister mini etek ile hiç farketmiyor. No problem.


Burası bit pazarı imiş.
















Şehir kanal üzerine kurulu, geçtiğimiz çoğu yer böyle ve hep düzayak yokuş yok.








Meydanda bisikletleri koymak için yer yok, heryer bisiklet dolu, Rivayetlere göre günde belli bir miktarda bisiklet el değiştiriyormuş (yani çalınıyormuş)





Madame tussaud müzesinde çok sıra vardı  ve bilim müzesinden sonrada açıkçası müze gezmeye korkar olduk ve girmedik




















At arabasına bile adamlar start stop koymuşlar










Amsterdam Zindan müzesi burayada dayım girmek istemedi burayıda es geçtik








Derken yağmur başladı ve dayım hemen bir yağmurluk aldı, Dayımın bu şeklini Bizanslılara benzettim gülüşüyoruz











Tepüüğüüü koydum valla












Bu 2 resmi sabah erken yağmur yağmadan önce çekilmiştim







Bilin bakalım bu nedir? This is a işeme duvarı WC



YA bisiklet kiraladık o bile dert oldu. Bağlayacak yer yok maşşallah.




Çalınır korkusuda cabası. Gerçi motorumuzun çalınmasından 1000 kat iyidir. Kamping'de güvende motorlarımız.








Bunlar ne içtilerse bağır çağır şarkı söyleyip herkese el sallıyorlardı. E normaaaal. Burası Amsterdam. 












Bana motorumu getirtmeyin şimdi leen. 3 tekerli motormu olur? 3 tekerli bisiklet olur















Amsterdam' ı komple tavaf ettik ve kampinge geri dönüyoruz. Kamping'de duşumuzu alıp biraz uzanalım sonrada gece hayatı nasılmış bir gezelim dedik ama malesef uyuya kalmışız. Sabah gözümüzü açtık.



7. gün sabahı: Bugünki hedefimiz 500 km. ile Paris. 2 gece Paris' de konaklamayı düşünüyoruz. Gezimizin son banko görülmesi gereken yerlerden biri. Paristen sonra dönüş yoluna geçeceğiz





ANTWERPEN' e gidiyorlarmış. Arka koltuğumda tek bayanlık yer olduğundan alamadım malesef    



Buda benzinlikte pompacı. Hintlimidir nedir?







Fransa topraklarına girdik ve ASTERİX park diye DİSNEYLAND tarzı bir park olduğunu okumuştum. Yol üzeri olunca bir görelim dedik.



Oldumu şimdi bu? Böyle ulvi bir ortamda Bare arabanın içerisine gireydiniz yahu.





Günlük kişi başı giriş 46 Euro. Buraya girersek akşama kadar vaktimizi burda geçirmemiz gerekiceği için hiç girmedik. İnşallah birdahaki sefere.





Paris' deki otelimize geldik çok şükür.Odamız harika otel yeni bir otel olduğu için heryer pırıl pırıl. Merkezden 5 km. uzaklıktayız.





Gelir gelmez ben yine alı başımı tek başıma gezmeye başlıyorum. Dayım otelde dinlenmede.









Gezilecek yer çok paris' de. Bugün ve yarın gezeceğimiz için hemen ilk olarak TourMontparnesse denilen gökdelen' e çıkayım dedim. Biryerden başlamak lazım.  

Paris gezilecek yerler listemizdeki önemli birdiğer yapı olan Tour Montparnasse 210 metre uzunluğundaki bir gökdelendir. 1969– 1972 yılları arasında inşa edilen yapı 2011 yılında Tour First inşa edilenekadar Paris’teki en yüksek gökdelendi. 56. katında bir gözlem kulesi bulunur.Paris’i panoramik şekilde görebileceğiniz bu kule mutlaka gitmeniz gerekenyerlerden biri. Havanın açık olduğu günlerde 40 kilometrelik mesafeyigörebilirsiniz.





Manzara gerçekten müthiş ve görülmeye değerdi.



























Demiryolunuza kurban maşşallah.











Kulenin en üstü





Burasıda aşıklar köprüsü bende bir kilit alarak adetin yerini bulmasını sağladım































Sıkı tut yiğenim düşmesin.





















Notre Dame Katedrali 












ZAFER TAKI


BİSİKLET TAKSİ




BUDA ÇOK İLGİNÇ VE MİNİCİK BİR ARABA İDİ. 


Akşam otelde kiraz ve karpuz faslı.


8. gün sabahı ve Paris' i baştan sona geziyoruz. 
Elektirikli araçlar için yol üzeri otopark.







İlk önce şu meşhur Eyfel kulesini yakından görelim dedik. 4 adet bacağından asansör ile yukarı çıkılıyor ve 4 bacağındada kuyruk var. 1 gün önce gözetleme kulesinden paris' i kuşbakışı görmüştüm zaten. Birdaha kuyruğa girip Eyfele çıkmaya gerek yok. 




























Zafer takı



Bu banamı gülümsemiş acaba? Yeni dikkatimi çekti



































Paris' in şehir merkezinde hiç benzinliğe rastlamadık. E benzinimizde az kaldı nerde bu benzinlikler derken navigasyonu kullanarak benzinlik bularim dedim ve en yakın benzinliği işaretledim. Navigasyon burayı gösteriyor ama ben benzinlik göremiyorum Meğerse yerin altına saklamışlar. 




Bu heykelin önünü merak ettim ve giderken bakayım dedim.




Demekki böyleymiş de bu kardeşimiz neden bukadar şaşırmış busefer onu merak ettim








Almanyada yediğim waffle tarzı krep' in yemek versiyonu. istersen böyle mantar,kaşar, salam koyuyorlar yada benim gibi sadece nutella ve muz koyup veriyorlar.






Çok tatlısınız.






Pariste hava sıcak, insanlar dahada sıcak hatta bazıları yanıyor Birde sahil olsa yok demezler.






Pompidou merkezi  










Bir motosiklet aksesuarları mağazasına girip fiyatlara bakalım dedik. Kasklar bizim buradaki fiyatlarla hemen hemen aynı.




















Bunların hepsi birer enstrüman. Nasıl güzel çalındığını izlemek için buyrun.
https://www.youtube.com/watch?v=cMiHdsUiUuA

















Parisde elbise ateş pahası. Bizim burda bedavaymış.


Galeries Lafayette19. yüzyılda Paris’tekurulan ünlü alışveriş merkezidir. Boulevard Haussmann’da bulunan alışverişmerkezi her yıl milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilir. On katlı yapınıncam ve demirden yapılmış kubbesi de oldukça görkemlidir.










Moulin Rouge turistlerin uğrak noktalarındanbiri. Tiyatronun tepesindeki kırmızı değirmen şehrin ve Moulin Rouge’ınsembollerindendir. Birçok ziyaretçi gece gösterileri için rezervasyonyaptırmaktadır. Gösteride yüzden fazla dansçı ilginç kostümler içerisinde eşsizbir sahnede yer alır. Fakat bunun bir yetişkin eğlencesi olduğu, çocuklar içinuygun olmadığı unutulmamalıdır. Paris’teki önemli turistik noktalardan biriolan Moulin Rouge, tüm dünyadan gelen ziyaretçilerine dans ile eğlenceyi birarada sunar.







Sacre Coeur Montmartre Tepesi’nde bulunan ve Paris’inen çok turist çeken noktalarından biri olan bazilikadır. Roma Katolik kilisesive küçük bazilikası olan Sacre Coeur, Hz. İsa’nın kutsal kalbine adanmıştır.Şehrin en yüksek noktası olan Montmartre’de bulunan bu yapının hem politik hemde dini önemi vardır. Hem Hz. İsa’ya ithaf edilmiştir hem de İkinciİmparatorluk için de önem taşır. Magne, bazilikaya dünyanın en büyük saatkulelerinden biri olan 83 metrelik bir kule eklemiştir. Bu şekliyle EyfelKulesi’nden bile yüksektir ve Paris’in sembollerindenbiridir. 











Motorum sağlamda sikinti yok.





Böyle yakalarım işte.








Akşam şanzelize caddesinden


Buda Paris' de kazanılmış maç coşkusu.
https://www.youtube.com/watch?v=g37yxqTT1Yo


Paris'de mutlu son.



9. gün sabahı bugün artık dönüş yoluna geçiyoruz. ALMANYA STUTGARD' a 622 km. yolumuz var. 













Gezimiz boyunca bizi avrupada takdir eden tek türk kardeşimiz MEHMET ile tanıştık. Olay şöyle oldu. Otobanda seyir halinde iken Dayım intercom' dan bana ilk mola yerinde duralım dedi. Bende önde gidiyorum ve mola vereli yarım saat olmuştu niye dedim? Bir türk arkadaş ile görüşücez dedi. İlk başta ne Türk' ü ne arkadaşı derken meğerse Mehmet kardeşimiz bizim türk plakalı olduğumuzu görünce arkadan dayımın yanına yanaşıp görüşmek istediğini belirtmiş. Neyse ilk mola yerinde durduk ve MEHMET ve Eşi ile tanıştık. Onlarda Avusturyada gurbetçilermiş. Mehmet ille size bir kahve ikram etmek istiyorum dedi ve saolsun birer kahvelerini içtik ve muhabbet ettik. Bizim içinde çok iyi oldu ve motive olduk sayelerinde. Bizim 8 gündür avrupayı motosiklet ile gezdiğimize çok şaşırdılar.













Stutgard'da ki Otelimize geldik. Soldaki anahtar ile garajın kapısını açıyoruz. Sağdaki anahtarın biri otoparktan lobiye açılan kapı için, yanındaki diğer anahtar ise otel odasının  





Koskoca garajın anahtarını veriyorlar helal olsun.





Şans buya, Stuttgart merkezi gezelim derken İSTANBUL FESTİVALİ' ne denk geldik. Bu kadar olur valla. Zaten 8 gündür adam akıllı yemeğe aç kalmışken. Allahım heryerde bizim yemekler. İstikbal bile stand açmış. Arkadaşlarla tanışıp istanbulda İSTİKBAL bayisi olduğumu söyledim.



Bayrağımıza kurban bee.































Elleriniz dert görmesin.







Canım lahmacun ve katmer çekti. Almanya' da lahmacun yemiş adamım ben













Serbest meslek erbabı

























Münih ve Köln' e giden tren fiyatları








Almanya'nın gururu mercedes.


Yolda yürürken İstanbul festivalinin reklamını görüyoruz. Tarih tam bizim orda olduğumuz tarih. 22.06.2014  İyi tutturduk valla şansımıza.

10.gün sabahı bugün Avusturya' nın Graz şehrinde kalacağız. Otelimize uzaklık 638 km.


Avusturya topraklarında mola. Heryer adeta cennet gibi.














Cennet derken Salzburg' da yol üzerinde büyük bir göl' e denk geliyoruz. Hava sıcak nasılsa acelemizde yok dedik şurda bir serinleyelim.








Burası bizim bütün tatlı yorgunluğumuzu aldı götürdü. Muhteşem bir manzara eşliğinde gölde yüzüyorduk. 














Gölden çıktıkdan sonra karnımızın acıktığını farkettik ve büyük bir market bulduk yol üzerinde. Market' de ayrı bir cennet yok yokdu. 


Hepsi ye beni diyor.


buda :P


Marketin otoparkına çilingir sofrası kurduk desek yeridir.






Avusturya coğrafi olarak mükemmel bir ülke.




Avusturya Graz' da otelimize geliyoruz.



Bu arkadaşlarda Türk. Plakamızı görünce saolsunlar birşeye ihtiyacımız olup olmadığını soruyorlar. Yurtdışında Türk olsunda çamurdan olsun valla. 



Otele geldiğimizde artık hava kararıyordu. 640 km. yol yaptık ayrıyetten gölde yüzdük derken böyle oldu. Ama sorun değil burada çok gezilecek yer yok zaten. Ben yinede tek başıma çıkıp merkeze doğru fotopraf çekmeye devam ediyorum. Durmak yok yola devam.



Artık cadde ve sokaklarda in cin top oynuyor. Burada millet erken çekiliyor sanırım evlerine.







Nerde Paris' deki o kilitli köprü? Bunlarda kilit mi





11. gün sabahı hedef Sırbistan Niş 819 km. otelimize. Yine yollara düştük.





Avusturya' dan geçerken vinyet almamız lazımdı ama almadık.Hadi ayıp olmasın yüzdük yüzdük kuyruğa geldik ceza yemeyelim diye Slovenya' dan geçişte Vinyet aldık





Mola. Bu koca pizzayı ben yedim. Gerçi pizza demeye 1000 şahit gerek ama yol üzeri başka birşey bulamadık.




Ve son otelimizede geldik yarın İstanbul' a yolculuk


Otelimizin İlginç asansörü.



Otelimizin penceresinden.


Ben yine cadde cadde gezmeye devam ediyorum. Yorulduğumu hiç anlamadım. Taaki istanbul'a gelip eve girene kadar. 1 hafta kendime gelemedim


Sırbistan' a geldiğimizde avrupa'nın o zenginliğinden eser kalmamıştı. 








Buranın nüfusu'nun çoğu yaşlılardan oluşuyormuş.






















12. gün sabahındayız evimize daha doğrusu kendi evime 718 km. var. Dayımla Edirne' den ayrılacağız, dayım İzmir' e gidip motorun bakımını ve lastiklerini değiştirdikten sonra Kayseri' ye gidecek.


Sabah erkenden yola koyulduk tamda karnımız acıkmıştı ve dayımla şu diyalogu yaşadıktan sonra olanlar: 
Dayım:  Oğlum okadar yol yaptık bir türlü tırcı arkadaşlarla muhabbet edemedik.
Ben:     Niyeki dayı tırcılarla ne muhabbeti oluyorki?
Dayım: Uzun ve gurbette iken bizim türk tırcılarla oturup muhabbet etmek iyi olur. Onlarda macera çoktur. keyifle dinlerdik.

Derken bu önümüzdeki sarı yelekli lavuk bizi durdurdu. Daha doğrusu herkesi durdurmuşlar. Eeee başka gidecek yolda yok derken ve niye durduğumuza anlam verememişken TUNCAY ağbimizin sesi geldi. ''Gelin hemşerim gidipde ne yapacaksınız bir kahvaltı edelim şurda'' diye.

YOLU 1 SAAT KAPATMIŞLAR ÇÜNKÜ DİNAMİT PATLATIP YENİ YOL AÇIYORLARMIŞ. 


Arkadaş bu ne şans böyle. Allahtan başka birşey istesek olacakmış. Tırcı Tuncay ve İrfan ağbimizle tanıştık. Hemde gerçekten hemşeriyiz. Tırlarının plakaları bile 38 Kayseri plaka
Saolsunlar bize bir kahvaltı yaptırdılarki o kahvaltıyı ömrümde unutamam. Bir kahvaltı bukadarmı tatlı ve muhabbetli ve bereketli olur. İşleri güçleri rast gitsin. Allah razı olsun.
 






Burda yok yok maşallah. 






Zeytin, peynir, domates, biber, çay, sucuk daha ne olsun.




Işığı gören geliyor. 1 otobüs türk kafile öğretmenlerde çayımıza iştirak ettiler. Tuncay ağbimin gönlü çok zengin maşallah. Herkese tek tek çay verdi. Yedirdi içirdi muhabbet deseniz tam dayımın anlattığı gibi çok keyifliydi, çok güldük eğlendik ve karnımızda güzelce doymuştu.








En son irfan ağbi dağın başında kiraz çıkarınca yok artık dedim Gülen yüzleriniz solmasın inşallah. Herşey için teşekkür ederiz.


Artık eve yaklaştığımızı hissediyorum.








Tamda Türkiye' ye 300 km. kala dayımın motoru hararet yükseltmeye başladı. Harareti şehir içine geldiğinde düşüremiyorduk ve motor ışığı yanmaya başlamıştı. Acaba yağındanmıdır dedik yağ ilave ettik derken radyatör'ün fan'ının çalışmadığını gördük. Nasılsa uzun yol yapıyoruz ve fazla şehir içine girmiyoruz diye öylece devam ettik. Uzun yol giderken sorun olmuyordu ama şehir içine girdiğimizde hararet yükseliyordu. Neyseki bize sorun yaratmadı.













Canım Türkiyem 12 gün geçince aradan biraz özlemişim. 



Edirnedeyiz.







Dayımla son yemeğimiz.



Ve herşey planladığımız gibi eve geldim çok şükür. Bu seneki Dayı yeğen gezimizde şans hep bizden yana oldu. Alman polisinden bile ceza yemedik daha ne olsun? Toplam 6800 km. yol yapmışım. ortalama benzin, yeme içme, konaklama maliyetimiz kişi başı 3.500-3800 TL gibi bir rakama çıktı. Herkese tavsiye edebileceğim bir rotadır. Bizim vaktimiz kısıtlı olduğundan minimum süre ile maksimum fayda elde ettiğimize inanıyorum. Bizim gibi 12 gün değilde 20 günde daha az yol giderek daha çok gezebilirsiniz. Bizi izlediğiniz için teşekkür ederiz. 2015 dayı yeğen gezisi için görüşmek üzere.






Bu yazı 1561 kez görüntülenmiştir.
Gezi Tarihi: 14.06.2014